Gönül Dağı, hem Türk halk edebiyatında hem de popüler kültürde derin anlamlar taşıyan bir ifadedir. “Gönül Dağı,” Anadolu insanının içsel dünyasını, duygusal derinliğini ve yaşam mücadelesini simgeler. Bu deyim, genellikle kalpte biriken duyguların, özlemlerin, hayallerin ve kırıklıkların bir “dağ” gibi büyük ve etkili olduğunu anlatmak için kullanılır.
“Her insanda bir gönül dağı vardır,” düşüncesiyle bu ifade, kişinin duygusal ve manevi zenginliğini simgeler. Özellikle Neşet Ertaş’ın türküleriyle popülerleşen “Gönül Dağı” ifadesi, sevgi, hasret ve özlem duygularını güçlü bir şekilde yansıtır. Bu türküde, sevdaya dair özlemler, ulaşılamayan aşklar ve hüzünlü bekleyişler dile getirilir, bu yüzden halk arasında derin bir etki bırakmıştır.
Ayrıca, Gönül Dağı adıyla TRT’de yayınlanan dizi, Anadolu’nun geleneklerini, insan ilişkilerini ve içtenlik dolu yaşamları ekrana taşıyarak bu kavramı daha da anlamlı kılmakta. Bu dizide de Anadolu insanının fedakârlıkları, sevgileri ve dayanışmaları anlatılır; böylece “Gönül Dağı” deyimi, modern dünyada yeniden hayat bulur ve günümüz izleyicisiyle buluşur.